worth Turki
i. değer, bedel, değerli şey
s. değer, layık, bedel, değerinde
Contoh kalimat
A good heart is worth gold.
İyi bir kalp altına bedeldir.
It’s not worth it.
Buna değmez.
The new museum is worth visiting.
Yeni müze ziyaret etmeye değer.
This book is worth reading twice.
Bu kitap iki kez okumaya değer.
This movie is worth seeing again.
Bu film yeniden görmeye değer.
This problem is worth discussing.
Bu sorun tartışılmaya değer.
It isn't worth repairing this car.
Bu araba tamir etmeye değmez.
This old book is worth 50000 yen.
Bu eski kitap 50000 yen değer.
This proverb is worth remembering.
Bu atasözü hatırlamaya değer.
I think this book is worth reading.
Sanırım bu kitap okumaya değer.
